Nöbetler ve Hayatımız

2

Anestezi ve yoğun bakımlarda nöbet tutmayan veya vardiyalı çalışmayanımız var mı? Hepimiz en azından yaşamımızın bir bölümünde bu yoldan geçtik. Ağır strese bir de beden ritminin bozulmasını ekleyince neler oluyor? Yaşamımız, sağlığımız nasıl etkileniyor?  Uzun vadeli olarak sadece bu alana yönelik bir çalışmanın varlığından habersizim. Ancak kısaca değineceğim bir çalışma bu konuda ipuçları veriyor.

Occupational & Environmental Medicine 2014’ün sonunda vardiyalı çalışmanın bilişsel (kognitif) fonksiyonlar üzerine etkisi üzerine yoğunlaşan kapsamlı bir çalışma yayınladı:

Vardiyalı çalışma bedenin sirkadiyan ritmini, sosyal yaşamı bozuyor ve ülser, kardiyovasküler sorunlar, metabolik sendrom, meme kanseri, üreme sorunları gibi geniş bir yelpazeye dağılan sağlık problemlerine yol açıyor. Güvenliği, üretkenliği olumsuz etkiliyor. Bu çalışma düzeninin uzun vadede kognitif fonksiyonlara etkisini araştırmak üzere ilk değerlendirmesi 1996 yılında yapılan uzun soluklu bir çalışma başlatılıyor ve 5 ile 10 yıl sonraki etkileri inceleniyor. Değişik iş kollarından, farklı yaşlarda, bir bölümü vardiyalı, 3000’in üzerinde çalışmakta olan ve emekli işçi alınıyor. Bu kişilerde sekiz bilişsel test kullanılarak hafıza, hız, dikkat inceleniyor. Ayrıca vardiyalı çalışma ve bilişsel fonksiyonlarla ilişkili uyku, stres, yaş, cinsiyet, işyerindeki sosyoekonomik pozisyon, tütün ve alkol kullanımı gibi çeşitli faktörler de sorgulanıyor.

Sonuçlar çok dikkat çekici:

  1. Bilişte kronik bozulma: Vardiyalı çalışanlarda, çalışma süresine paralel artacak şekilde kognisyonun bozulduğu saptanıyor. 10 yıldan daha uzun süreli vardiyalı çalışanlarda yaşa uygun bilişsel fonksiyonlardaki gerileme 6.5 yıla ulaşıyor.
  2. Düzelme zaman alıyor: Vardiyalı çalışmayı bıraktıktan sonra bilişsel fonksiyonlarda düzelme olduğu, olayın geri dönüşümlü olduğu, bunun için de 5 yıldan fazla zaman geçmesi gerektiği bildiriliyor.

Strese bağlı kortizol artışının hipokampusu yapısal olarak etkilemesi, metabolik sendrom veya gün ışığı yoksunluğuna bağlı D vitamini eksikliğinin bilişsel fonksiyonların bozulmasında rolü olabileceği söyleniyor. Çalışma bunları sınayacak nitelikte olmadığından, sadece olasılıklardan söz edilmekte. Sonuç olarak, bilişsel bozukluğun sadece kişiyi etkilemediğini, güvenlik açığı oluşturduğu ve toplumu olumsuz etkilediği vurgulanıyor.

Bu çalışma sağlık sektöründe nöbet/vardiyaya ek haftada 60 saatten fazla çalışanlarda, özellikle stres oranı yüksek, sürekli dikkat, bilgi ve motor beceri gerektiren, hatayı kaldırmayan anestezi ve yoğun bakımda yapılsa, doktor, hemşire ve sağlık personelini kapsasa bilişsel fonksiyon ve beden sağlığı açısından sonuçlar ne olurdu acaba?

Tülay Özkan Seyhan